Sitemizde yayınlanan Makarenko’nun eğitim ile ilgili yazısını okuduğumda aklıma yine Makarenko’nun başka bir kitabı olan “Yaşam Yolu” geldi. “Yaşam Yolu” kitabı Ekim Devrimi sonrası Rusya’sının eğitim politikasının kilometre taşlarıdır diyebiliriz.
Çarlık Rusya’sı döneminde toplumun yarı köylü, okuma yazma oranının bir hayli düşük olduğu bir gerçektir.İşte Makarenko bir eğitimci olarak böylesi bir zor dönemde “Yaşam Yolu”nda bahsedilen bölgede eğitim görevini üstlenir. Görev almış olduğu okula alınan öğrenciler toplumun alt kesimlerinden, daha çok suçlu olarak bilinen hırsız, ailesinden kopmuş, sokaklarda yatan çocuklardan oluşur.
Makarenko, o güne kadar eğitim adına uygulanan mevcut kalıpların dışına çıkarak iş politeknik okullarının temellerini atarak yeni bir eğitim modeli başlatmıştır. Makarenko göreve başladığı okulu her anlamda yeniden inşa eder. Bunu da öğrencileri ile yapar. Okul sınırları içinde değişik iş atölyeleri kurarlar. Öğrenciler bu atölyelerde teorik eğitim dışında iş becerilerini geliştirmek ve iş disiplini alır.Makarenko bu öğrencilerin salt eğitimini üstlenmemiştir. Okulun yatılı olmasından dolayı öğrencilerin her türden sorununu üstlenmiştir. Bu öğrencilerin hangi süreçlerden okuluna geldiğini çok iyi bilmiştir. Bunu gözardı etmeden, sabırla, sebatla, insan olmanın tüm erdemlerini öğrencilerine aşılamıştır.
Makarenko zorluklar da yaşar. Bazı öğrenciler okuldan kaçar. Kaçan öğrencilerin kimisi kendi döner, kimisini bizzat Makarenko bulup getirir.Hayata asalak, çalarak, kırarak bakan bu çocuklar, zamanla üreten, yaratıcı, hayatla barışık insanlar durumuna gelir. Ortaöğrenim sonunda mezun olan bu öğrenciler, ülkenin en iyi üniversitelerinde okuduktan sonra mühendis, ziraatçı, pilot, eğitim ve daha birçok alanda meslek sahibi olurlar.
Makarenko, zor ama imkansız da olmayan bir ilke imza atmıştır.Öncelikle eğitimin-öğretimin, öğrenciye verilen bilginin sadece ve sadece sınavları (OKS, OSS..) geçmek adına kafaları günlük hayatla hiçbir canlı bağı olmayan problemlerle doldurma yerine, bilginin hayatı kavrama, sorunların üstesinden gelme, gerçek anlamda topluma faydalı kuşaklar yetiştirme anlayışı olmalıdır.“Yaşam Yolu” bir romandan çok yeni bir nesil yani sosyalist toplumun insanını, eğitim kurumlarında şekillenişini görürüz.
Ülkemizde ise cumhuriyetin ilk çeyreğinden sonra Sovyetlerin bu eğitim modeli köylerde oluşturulmuştur. Birebir benzerlik taşımasa da asgari olarak aynıdır. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından Köy Enstitüleri biçiminde temelleri atılmıştır. Köy Enstitüleri süreci Türkiye’nin eğitim politikasının en parlak dönemi olmuştur.
Dünya klasikleri bu dönemde Türkçeye çevrilip okur ile buluşturulmuştur. Köy Enstitülerinden birçok aydın çıkmıştır. Fakir Baykurt, Mahmut Makal ve daha birçok değerli kişiler…Ne var ki her gelişme nasıl ki zıt ile birlikte ilerliyorsa köy enstitüleri de bu süreçte bundan ‘nasibini’ aldı.Türkiye’nin 1950’lerden sonra giderek ABD’ye yanaşması ile gericiliğin rüzgarı daha bir esmeye başlamış oldu. Köy Enstitüleri “komünist yuvalar” olarak görüldü. Tasfiye süreci başlatılarak sonrasında tamamen kapatıldı.Son olarak Makarenko’nun “Yaşam Yolu” kitabı ve ülkemiz topraklarında bir deneyim olan Köy Enstitüleri araştırılıp okunmalıdır diye düşünüyorum.
Mehmet Ali Öz
Köy Enstitüleri belgeselini izlemek için
Belgeseli bilgisayarınıza indirmek için
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder